Gusto ve Sebastian

"Sebastian ile Nasıl Tanıştım"

Selamlar ben huysuz ihtiyar Gusto... 60'lı yaşlarımda Sebastian'ı yanımda çalışması için işe aldım. Görevi ben Sebastian dedikçe gelip tekerlekli sandalyemi sağa sola taşımaktı. Tekerlekli sandalye konusuna açıklık getirmem gerekirse aslında ihtiyacım yok. Sırf yaşlılık şımarması yapmak için, yürüyebildiğim halde günümün çoğunu oturarak onun üzerinde geçiriyorum. Sebastian'a ekmek kapısı açıyorum bir bakıma, istihdam sağlıyorum, gayri safi milli hasıla pramidinde yer buluyorum kendime...

Sebastian'ı nasıl işe aldığıma gelirsek... Evimin ikinci katına boydan boya özel olarak yaptırdığım camın önünde oturuyordum. Bu camı seviyordum. Çünkü bu camdan aşağıdaki çocuklara "bak keserim topunuzu it oğlu itler", kaldırımdaki tek boş yere park etmeye çalışan araç şöförlerine "oğlum mal gelecek şimdi alttaki dükkana çekme oraya arabanı", mahallede yabancı yabancı bakan insanlara ise "yavruum kime baktınız?" diye seslendiğim mekandı burası.

Kendimi isteyerek tekerlekli sandalyeye mahkum ettiğim günlerde oğlum Archil "Baba sana bir yardımcı tutalım. Stephengillerin Sebastian var, çok yetenekli bir uşak. Dadı dizisinde Pertev ne ise Sebastian'da Stephenlar için öyle bir uşak. Alalım onu buraya" dedi.

Kaşlarımı çatmış sinirli ama bir o kadar da Hulusi Kentmen bakışımla "vay kereta ne de güzel düşündün. Bir daha yaramazlık yok tamam mı?" dedim. Archil donuk gözlerle bana baktı. 5 saniyelik sessiz ama bir o kadar gizemli bakışmamızı Sebastian bozdu.

"Efendim bendeniz Sebastian. Ne isterseniz yaparım n'olur beni Stephenlardan kurtarın... "dedi

Gözleri çakmak çakmak, elleri sanki 4 saat havuzda deve güreşi oynamışçasına buruşuk Sebastian'a kanım ısınmıştı. Ortamı yumuşatmak için ona ilk komutumu verdim;

"Sebastian... Beni avluya götür. Oğlum Archil ile kahve içeceğim"

Categories:

Leave a Reply